I have so many things I don't need.
- İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.
Europe doesn't need anyone.
- Avrupa hiç kimseye ihtiyaç duymaz.
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.
The older you get, the less sleep you need.
- Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.
I'd like to stay and help, but I'm needed elsewhere.
- Kalıp yardımcı olmak istiyorum ama bana başka bir yerde ihtiyaç duyuluyor.
My mother gave me all the love I needed.
- Annem bana ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi verdi.