ihraç etmek

listen to the pronunciation of ihraç etmek
Türkisch - Englisch
export

The U.S. exports billions of dollars' worth of passenger airplanes. - Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir.

Australia exports a lot of wool. - Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

dismiss
a) to export b) to expel c) to extract
extrude
extract
(Hukuk) to export
1. to export. 2. to extract, remove. 3. to expel, oust. 4. to deport, send (someone) (out of a country). 5. (Askeriye) to discharge (someone). 6. com. to issue (shares of stock). 7. (Askeriye) to land, disembark, debark (troops)
issue
(Ticaret) float
void
discard
ihraç etme
exclusion
ihraç etme
extruding
menkul kıymetler ihraç etmek
(Politika, Siyaset) issue securities
ihraç et
{f} exporting

Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly. - Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.

ihraç et
{f} export

What would you like to export? - Ne ihraç etmek istiyorsunuz?

The top U.S. export to China was soybeans. - ABD'nin Çin'e ihraç ettiği başlıca ürün soya fasülyesiydi.

ihraç et
extrude
ihraç etme
exporting

Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly. - Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.

barodan ihraç etmek
to disbar
barodan ihraç etmek
disbar
ihraç etme
extrusion
ihraç etme
(Hukuk) expulsion
ihraç etme
export

They continued to export goods secretly. - Malları gizlice ihraç etmeye devam ettiler.

Australia exports a lot of wool. - Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

ihraç etme
extrude
menkul kıymet ihraç etmek
(Hukuk) to issue securities
tekrar ihraç etmek
re export
Türkisch - Türkisch
Üretim fazlası malı yurt dışına satmak
Çıkarmak, dışarı atmak
ihraç etmek
Favoriten