She is backward in expressing her opinion.
- O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
He sometimes has trouble expressing his opinions.
- Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.
I must have expressed myself badly.
- Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.
She expressed her sentiments on the war.
- Savaşla ilgili duygularını ifade etti.
He expressed himself very well in English.
- O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti.
I'd like to express my gratitude.
- Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.