Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.
- With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
Bu düşünceler anayasada düzenlendi.
- These ideas are embodied in the constitution.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
- A good idea came across my mind.
Ne yapmaya niyet ettiğime dair bir fikri yok.
- She has no idea what I intend to do.
Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
- I intend to hammer this idea into the student's heads.
Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.
- Our opinion is an idea which we have; our conviction an idea which has us.
Senin görüşün, iyi bir düşünce gibi geliyor.
- Your opinion sounds like a good idea.
Boston'a gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.
- I had no idea you were planning on going to Boston.
Tom'un üniversiteye nereye gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrin yok, değil mi?
- You have no idea where Tom plans to go to college, do you?
Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.
- Great minds discuss ideas, average minds discuss events, small minds discuss people.
Benim için ideal kadın, iyi huylu, akıllı ve birçok dilli olacaktır.
- The ideal woman for me would be well-mannered, intelligent and a polyglot.
Ben onun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.
- I think it's a good idea.
Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
- We all consider your idea to be impractical.
Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.
- They lack an ideal, a reason to get up in the morning.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.
- Using muddy colors for this design is not a good idea.
Tom'un önerimden hoşlanmayacağına dair oldukça iyi bir fikrim vardı.
- I had a pretty good idea Tom wouldn't like my suggestion.
Havuçları sevmediğine dair hiç bir fikrim yoktu.
- I had no idea you didn't like carrots.
Tom'un yüzmeyi neden çok sevdiği hakkında hiç bir fikrim yok.
- I have no idea why Tom enjoys swimming so much.
Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.
- I have no idea what that guy is thinking.
Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
- We all consider your idea to be impractical.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
- We had better do away with such a fixed idea.
Bu çılgın fikir nereden aklına geldi?
- How did you come up with this crazy idea?
Bunlar sadece çılgın fikirler.
- These are just crazy ideas.
Tom onlara onun ne istediği ile ilgili genel bir fikir verdi.
- Tom gave them a general idea of what he wanted.
Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Tom has some very good ideas.
Hiç iyi fikirlerin var mı?
- Have you got any good ideas?
Ideas won't go to jail.—A. Whitney Griswold (1952).
I can't turn up at a funeral in a pink jacket. What an idea!.
... People try to archive, then disseminate that idea to the ...
... and controlling these lights. Okay, okay, you get the idea with that. ...