Senin düşüncenle onunki arasında bir farklılık var mı?
- Is there any difference between your idea and hers?
Bu düşünce çok cazip.
- The idea is very attractive.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
- A good idea came across my mind.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
- I intend to hammer this idea into the student's heads.
Ne yapmaya niyet ettiğime dair bir fikri yok.
- She has no idea what I intend to do.
Görüşleri benimkinden çok farklı.
- His ideas are quite different from mine.
Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.
- Our opinion is an idea which we have; our conviction an idea which has us.
Tom'un üniversiteye nereye gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrin yok, değil mi?
- You have no idea where Tom plans to go to college, do you?
Onun ne yapmayı planladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- I had no idea of what she intended to do.
Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.
- Great minds discuss ideas, average minds discuss events, small minds discuss people.
Benim ideal kadınım, düzgün, akıllı ve çok dillidir.
- My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.
Onun fikri hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of his idea?
Köpeğini masa artıkları ile beslemenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think it's a good idea to feed your dog table scraps?
İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
- He proved to be an ideal husband.
Yürümek için ideal bir gündü.
- It was an ideal day for walking.
Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.
- Using muddy colors for this design is not a good idea.
Tom'un önerimden hoşlanmayacağına dair oldukça iyi bir fikrim vardı.
- I had a pretty good idea Tom wouldn't like my suggestion.
Tom'un yüzmeyi neden çok sevdiği hakkında hiç bir fikrim yok.
- I have no idea why Tom enjoys swimming so much.
Tom'un karısının kim olduğu hakkında hiç bir fikrim yok.
- I have no idea who Tom's wife is.
Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
- We all consider your idea to be impractical.
Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.
- Tom thought it would be a good idea to see a doctor.
Renksiz yeşil fikirler öfkelice uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
- We had better do away with such a fixed idea.
Bunlar sadece çılgın fikirler.
- These are just crazy ideas.
Bu çılgın fikir nereden aklına geldi?
- How did you come up with this crazy idea?
Tom onlara onun ne istediği ile ilgili genel bir fikir verdi.
- Tom gave them a general idea of what he wanted.
Hiç iyi fikirlerin var mı?
- Have you got any good ideas?
Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Tom has some very good ideas.
Ideas won't go to jail.—A. Whitney Griswold (1952).
I can't turn up at a funeral in a pink jacket. What an idea!.
... as a general idea. And my favorite thing about songwriting is that it's so spontaneous and ...
... entrepreneurs having a great idea, ...