Sizi beklettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have kept you waiting.
Üzgünüm, gitmek zorundayım.
- I am sorry, I've got to go.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry I'm so late.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry about being late.
Affedersiniz, adınızı unuttum.
- I'm sorry, I've forgotten your name.
Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
- I'm sorry, but I didn't catch what you said.
... In soccer, sorry. ...
... Sorry. ...