Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.
- This train left Aomori thirty minutes late, so we won't arrive at Tokyo before noon, I'm afraid.
Maalesef kahveyi tükettim.
- I'm afraid I've run short of coffee.
Maalesef onların her ikisininde kötü bir ünü var.
- I am afraid they both have a bad reputation.
Maalesef hiç biriniz işi yapma yeteneğine sahip değilsiniz. Biz işimizi başka bir yere götürüyor olacağız.
- I am afraid none of you are capable of doing the job. We will be taking our business elsewhere.
... They are afraid if the data is open, maybe something bad ...
... enough, so they're very afraid of mistakes. ...