Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum.
- I love you all the more for your faults.
Seni ondan daha çok seviyorum.
- I love you more than her.
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
- All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive.
Keşke uyarılarını dinleseydim.
- I wish I had listened to your warnings.
Değişim öğrencileri bu kulübe katılabiliyor mu acaba?
- I wonder if exchange students can join this club.
Onu kim icat etti acaba?
- I wonder who invented it.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Bence yarın yağmur yağmayacak.
- I think it won't rain tomorrow.
Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
- I think everyone looks back on their childhood with some regret.
Onun çıldıracağına bahse girerim.
- I bet he will get mad.
Yarın yağmur yağacağına bahse girerim.
- I bet it will rain tomorrow.
Tom'un gülmeyi hâlâ durdurmadığından eminim.
- I bet Tom still hasn't stopped laughing.
Eminim bunu bilmiyordun.
- I bet you didn't know that.
Sanırım onu doğru anladım.
- I think I got it right.
Tamam, sanırım anladım.
- OK, I think I got it.
Umuyorum ki,Japonya anayasaya göre hareket edecek.
- I hope that Japan will abide by its Constitution.
Umarım sınavlarda mezun olurum.
- I hope to graduate at the exams.
Umarım kaza geçirmemiştir.
- I hope he hasn't had an accident.
Umarım ünlü biri benim şarkılarımdan birini çalar.
- I hope someone famous sings one of my songs.
Umarım biri bize yardım etmeye gelir.
- I hope someone comes to help us.
Çirkinsin ama seni seviyorum.
- You're ugly... but I love you.
Ağlama. Seni seviyorum.
- Don't cry. I love you.
Niçin oraya gitmek istemediğini anlıyorum.
- I see why you don't want to go there.
Amacını anlıyorum, Tom.
- I see your point, Tom.
Kanımca Tom'un çok iyi bir işi yok.
- I think Tom doesn't have a very good job.
Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
- I think you will have done all the work soon.
Sanırım sen haklısın.
- I think you're right.
Galiba beş senedir evliler.
- I think they have been married for five years.
Galiba mektubun şu kitabın altında.
- I think your letter is under that book.
Sanırım bir şey yanıyor.
- I think something's burning.
Sanırım bir şey yanlış.
- I think something's wrong.
Tom, buraya gel, seni istiyorum.
- Tom, come here, I want you.
Başka birini istemiyorum. Seni istiyorum.
- I don't want someone else. I want you.
Mary'nin bize yaptığı akşam yemeğine minnettar olmuş gibi mi yapsam acaba?
- I wonder if I should just pretend to appreciate the dinner that Mary made for us.
Bu süt hâlâ iyi mi acaba.
- I wonder if this milk is still good.
Bu yüzden sana ihtiyacım var.
- That's why I need you.
Tom, şu anda sana ihtiyacım var.
- Tom, I need you right now.
Ben emin değilim ama sanırım öyle.
- I'm not certain, but I think so.
Mm- hm. Ben de öyle düşünüyorum.
- Mm-hm. I think so too.
Ah ..... evet, ben öyle düşünüyorum.
- Uh.....yes, I think so.
Plan için birkaç değişiklik yapmaya itirazım yok.
- I don't mind making a few changes to the plan.
İstersen burada uyuyabilirsin. İtirazım yok.
- You can sleep here if you want. I don't mind.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Ben eyaletler arasındayım.
- I'm on the interstate.
It ill beseemes a knight of gentle sort, / Such as ye haue him boasted, to beguile / A simple mayd, and worke so haynous tort, / In shame of knighthood, as I largely can report.