If you like, I will teach you to play chess.
- İsterseniz, ben size satranç oynamayı öğretirim.
I can lend you some money if you like.
- İsterseniz biraz para ödünç verebilirim.
You may choose what you like.
- İstediğinizi seçebilirsiniz.
Would you like coffee or tea?
- Çay veya kahve ister misin?
Playing the violin requires much practice.
- Keman çalmak çok pratik ister.
Is there anything else you require?
- İstediğin başka bir şey var mı?
A map is available upon request.
- İstek üzerine bir harita mevcuttur.
My boss refused my request for a raise.
- Patronum zam isteğimi reddetti.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
Tom has requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
Tom requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to see your faces.
- Yüzlerinizi görmek istemiyorum.
I want to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
Tom decided to call for help.
- Tom yardım istemeye karar verdi.
Tom heard Mary call for help.
- Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
He was willing to care for that cat.
- O,o kediye bakmak için istekliydi.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
There remains nothing to be desired.
- İstenilen bir şey yok.
Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.