Bahçe, zambaklarıyla ünlüdür.
- The garden is famous for its irises.
An incision was made around the ora serrata of each eye, and the anterior cornea, lens, capsule, and associated iris pigmented epithelium were removed.
Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
- Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
- İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
He was large, not to say fat.
- Ona şişman denmez, iriydi.
Ken's dog is very big.
- Ken'in köpeği çok iri.
Mary has big brown eyes.
- Mary'nin iri kahverengi gözleri var.
An elephant is an enormous animal.
- Filler iri bir hayvandır.
Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
- Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
This wooden piece of furniture is too bulky.
- Bu ahşap mobilya parçası fazla iridir.