i̇mti̇yaz

listen to the pronunciation of i̇mti̇yaz
Türkisch - Englisch

Definition von i̇mti̇yaz im Türkisch Englisch wörterbuch

imtiyaz
prerogative
imtiyaz
concession
imtiyaz
privilege

Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups. - Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.

A right without a duty is a privilege. - Ödevsiz hak, imtiyazdır.

imtiyaz
faculty
imtiyaz
(Hukuk) privilege, concession, franchise
imtiyaz
franchise
imtiyaz
privilege, prerogative
imtiyaz
(an) exclusive right, concession, franchise
imtiyaz
privilege, distinction " ayrıcalık; concession, franchise
imtiyaz
grant
imtiyaz
royalty
imtiyaz
autonomy
imtiyaz
being different, being marked, being distinguished (owing to one's superiority)
imtiyaz
tenure
imtiyazlar
concessions
imtiyaz
distinction
imtiyaz vermek
privilege
imtiyaz beratı certificate conferring
a privilege or right, patent
imtiyaz karşılığı
(Hukuk) royalty
imtiyaz sahibi
1. holder of a privilege. 2. concessionaire, concessionary, concessioner, franchiser. 3. publisher (of a newspaper or magazine)
imtiyaz sahibi
grantee
imtiyaz vermek
to accord sb a privilege, to charter
imtiyazlar
liberties
mali imtiyaz
(Hukuk) revenue-producing monopoly
ticari imtiyaz
(Hukuk) trade concession
özel imtiyaz
exclusive privilege
Türkisch - Türkisch
(Hukuk) Ayrıcalık
(Osmanlı Dönemi) Masraflı veya mes'uliyetli bir işin başkaları yapmamak üzere bir şahıs veya şirket yahut da bir hey'ete tahsis edilmesi
(Osmanlı Dönemi) Diğerlerinden ayrılmak. Farklı olmak, benzerlerinden ayrılmak
(Osmanlı Dönemi) Resmi veya hususi izin
imtiyaz
Gedik
imtiyaz
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
imtiyaz
(Osmanlı Dönemi) ayrıcalık, benzerlerinden ayrı olmak, diğerlerinden farklı olmak
imtiyaz
Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin
imtiyaz
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık: "Hiçbir kişiye, aileye imtiyaz tanınamaz."- Anayasa
İMTİYAZ MADALYASI
(Osmanlı Dönemi) 2. Abdülhamid'in 11/10/1885 tarihli emriyle devlet ve memleket yararına hizmet edenlere, vazifeyle gönderildikleri yerde başarı gösterenlere verilmek üzere çıkarılan madalya. Altun ve gümüşten olmak üzere iki çeşit olan bu madalyaların ön yüzünde II. Abdülhamid'in "Elgazi" tuğrası, bunun altında saltanat arması yer alır. Arka yüzünde: "Devlet-i Osmaniye uğrunda fevkalâde ibraz-ı sadakat ve şecaat edenlere mahsus madalyadır" yazısı altında madalyayı alacak olanın adının yazılacağı boş bir bölüm vardır. En a
i̇mti̇yaz
Favoriten