She needed fuckin' words of love.
- O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
Tom bought a few things he didn't need.
- Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı.
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
I suddenly needed a car.
- Aniden bir arabaya ihtiyaç duydum.
They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.