Tom may take all the time he needs.
- Tom ihtiyaç duyduğu tüm zamanı alabilir
She needed fuckin' words of love.
- O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
He has a beard, and therefore he doesn't need to shave.
- Sakalı var ve bu yüzden traş olmaya ihtiyaç duymaz.
Tom bought a few things he didn't need.
- Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı.
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
I suddenly needed a car.
- Aniden bir arabaya ihtiyaç duydum.
I'd like to stay and help, but I'm needed elsewhere.
- Kalıp yardımcı olmak istiyorum ama bana başka bir yerde ihtiyaç duyuluyor.