They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.
Tom may take all the time he needs.
- Tom ihtiyaç duyduğu tüm zamanı alabilir
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
Europe doesn't need anyone.
- Avrupa hiç kimseye ihtiyaç duymaz.
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
She needed fuckin' words of love.
- O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
I suddenly needed a car.
- Aniden bir arabaya ihtiyaç duydum.