i̇şsizlik

listen to the pronunciation of i̇şsizlik
Türkisch - Englisch
worklessness
Unemployment; the state of being without paid work
Unemployment
işsizlik
unemployment

Tom isn't currently collecting unemployment benefits. - Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.

Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment. - Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

işsizlik
vacancy
işsizlik
(Ticaret) redundancy
kitlesel işsizlik
(Ticaret) mass unemployment
mevsimlik işsizlik
(Ticaret) seasonal unemployment
işsizlik
vacuity
işsizlik
idleness
işsizlik
redundance
gizli işsizlik
Hidden (disguised) unemployment
aktif işsizlik
active unemployment
açık işsizlik
open unemployment
geçici işsizlik
frictional unemployment
geçici işsizlik parası
lay off pay
gönüllü işsizlik
(Ticaret) voluntary unempolyment
gönüllü olmayan işsizlik
(Ticaret) involuntary unemployment
irade dışı işsizlik
(Ticaret) involuntary unemployment
işsizlik
{i} abandonment
işsizlik
vacuous
işsizlik oranı
(Hukuk) unemployment rate
işsizlik parası
unemployment benefit
işsizlik parası
dole
işsizlik parası alıyor olmak
be on the dole
işsizlik parası alıyor olmak
go on the dole
işsizlik sigortası
unemployment insurance
işsizlik tazminatı
out of work pay
işsizlik tazminatı
dole
işsizlik yardımı almak
to go/be on the dole
mecburi işsizlik
layoff
tabii işsizlik oranı
natural rate of unemployment
Türkisch - Türkisch

Definition von i̇şsizlik im Türkisch Türkisch wörterbuch

işsizlik
Bir iş yeri için durgunluk dönemi: "Burada işsizlikten patlayan esnaf, hele birkaç memur bir eğlence çıktığına seviniyorlardı."- M. Ş. Esendal
işsizlik
Bir iş yeri için durgunluk dönemi
işsizlik
İşsiz kalma, iş bulamama durumu
işsizlik
İşsiz kalma, iş bulamama durumu: "Ben yazarlılıkla işsizliğin zorluğundan yakınıyordum, o tiyatronun belalarından..."- Ç. Altan
i̇şsizlik
Favoriten