Definition von i̇şleme im Türkisch Englisch wörterbuch
- işlem
- operation
The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
- İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
Sex change operations are now tax-deductible.
- Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- işlemek
- process
We don't have time to process all this data.
- Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
- işlem
- transaction
Nowadays, cryptography is often used to make online communications and transactions more secure.
- Günümüzde, kriptografi genellikle online iletişim ve işlemleri daha güvenli yapmak için kullanılır.
This transaction was carried out in yen, rather than US dollars.
- İşlem ABD dolarından daha ziyade yenle gerçekleştirilmiştir.
- işlemek
- commit
Layla was charged with conspiracy to commit murder.
- Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.
You must be willing to commit to the program for at least a year.
- Programı işlemek için en az bir yıl istekli olmalısın.
- işlemek
- handle
- işlem
- process
I will buy you a new word processor.
- Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.
All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
- Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- işlemek
- treat
- işleme
- travel
- işleme
- (Tekstil) Machining
- işleme
- fancywork
- işleme
- service
- işleme
- processing (of film)
- işleme
- handling , processing
- işleme
- movement
- işleme
- crop
- işleme
- handiwork
- işleme
- engraving
- işleme
- embroidery, handwork
- işleme
- (suç) perpetration
- işleme
- working
- işleme
- cultivation
- işleme
- processing
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
- işleme
- working, running; processing; committing, commitment; treatment; embroidery, handwork, needlework
- işleme
- processing, working (something) up
- işleme
- work
I think it won't work.
- İşlemeyeceğini düşünüyorum.
We have to give the plan a chance to work.
- İşlemesi için plana bir şans vermek zorundayız.
- işlem
- procedure
A tonsillectomy is a very simple procedure.
- Bir bademcik ameliyatı çok basit bir işlemdir.
There's a lot of red tape involved in this procedure.
- Bu işlemle ilgili önemli ölçüde bürokrasi vardır.
- işleme
- manipulation
- işlem
- {i} treatment
We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.
- Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
- işlemek
- {f} farm
- işleme tabi tutmak
- process
- işlemek
- {f} forge
- içine işleme
- penetration
- işlem
- (Ticaret) conditions
- işlemek
- operate
- işlemek
- engrave
- işlemek
- {f} function
- işlemek
- {f} travel
- işlem
- (Bilgisayar) instruction
- işlemek
- {f} go
- işlemek
- {f} penetrate
- belge işleme
- (Bilgisayar) document processing
- besin işleme
- (Gıda) food processing
- birlikte işleme
- coprocessing
- cebirsel işleme
- (Bilgisayar) algebraic manipulation
- cevher işleme
- (Madencilik) ore-dressing
- el ile işleme
- (Ticaret) manipulation
- elektro erozyon ile işleme
- (Mekanik,Teknik) electrical discharge machining
- imge işleme
- image processing
- işlem
- (Bilgisayar) progress
- işlem
- traffic
- işlem
- trading
- işlem
- background processing
- işlem
- sum
- işleme
- dressing
- işleme
- process
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
We don't have time to process all this data.
- Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
- işleme
- (Askeri) processing yard
- işleme
- running
- işleme
- conditioning
- işlemek
- tick
- işlemek
- refine
- işlemek
- dress
- işlemek
- trace
- işlemek
- manipulate to
- komut işleme
- (Bilgisayar) command processing
- kural dışı durum işleme
- exception-handling
- mekanik işleme
- (Telekom) machining
- merkezi işleme
- (Bilgisayar) centralized processing
- mesaj işleme sistemleri
- (Bilgisayar) message handling systems
- metal işleme
- metal working
- metin işleme
- (Bilgisayar,Teknik) word processing
- ortam işleme
- (Bilgisayar) media handling
- suç işleme
- perpetration
- suç işleme
- delinquency
- tekrar işleme
- (Tıp) reprocessing
- toplu işleme
- (Askeri,Teknik) batch processing
- toptan işleme
- (Bilgisayar) batch processing
- işlem
- proceeding
- işlem
- op
- işleme
- needlework
- işleme
- motion
- işleme
- stitchery
- işlemek
- cultivate
- işlemek
- hammer out
- ayrı suç işleme kastı
- separate criminal intent
- dahilde işleme rejimi
- (Ticaret) inward processing
- ders işleme
- processing course
- gümrük kontrolü altında işleme rejimi
- (Ticaret) processing under customs control
- hariçte işleme rejimi
- (Ticaret) outward processing
- işlem
- treating
- işlem
- activity
- işleme
- (Tekstil) treatment
- işleme alma
- to process
- işleme almak
- to process
bu evrak işleme alındı.
- işleme faaliyetleri
- (Ticaret) processing operations, processing activities
- işleme koyma
- processing
- işlemek
- perpetrate
- işlemek
- {f} brand
- veri işleme tekniği
- (Ticaret) data processing technique
- Deniz kuvvetleri kargo işleme kuvveti
- (Askeri) Navy cargo handling force
- Deniz kuvvetleri kargo işleme taburu
- (Askeri) Navy cargo handling battalion
- Deniz İhtiyat kargo işleme eğitim taburu
- (Askeri) Naval Reserve cargo handling training battalion
- Deniz İhtiyat kargo işleme kuvveti
- (Askeri) Naval Reserve cargo handling force
- Deniz İhtiyat kargo işleme taburu
- (Askeri) Naval Reserve cargo handling battalion
- Konuşlanabilir İstihbarat Veri İşleme Sistemi
- (Askeri) Deployable Intelligence Data Handling System
- Otomatik Mesaj İşleme Sistemi Güvenlik Bürosu (veya Subayı)
- (Askeri) Automated Message Processing System Security Office (or Officer)
- Silahlı Kuvvetler Toplam Kan İşleme Laboratuarları
- (Askeri) Armed Services Whole Blood Processing Laboratories
- alet ile işleme
- tooling
- ağaç işleme makinesi
- wood working machine
- bakır levhayı kezzapla işleme
- aquatint engraving
- bakır levhayı kezzapla işleme yöntemi
- aquatint
- besin işleme endüstrisi
- (Gıda) food processing industry
- besin işleme endüstrisi
- (Tıp) food-processing industry
- besin işleme makineleri
- (Gıda) food processing machinery
- bilerek suç işleme
- (Kanun) scienter
- bilgi işleme
- information processing
- dantel işleme
- lacework
- delikli işleme
- embroidery openwork
- derin işleme
- (Pisikoloji, Ruhbilim) deep processing
- dizgi işleme
- string manipulation
- dizgi işleme dilleri
- (Bilgisayar,Teknik) string processing languages
- dosya işleme
- file processing
- dosya işleme
- file handle
- elektrikle işleme
- electric propulsion
- elektro erozyonla işleme
- (Askeri) electro discharge machining
- elektro-kimyasal işleme
- (Havacılık) electro-chemical machining
- geriye doğru işleme
- (hukuk) retroaction
- görevlendirme, işleme, kullanma ve dağıtım
- (Askeri) tasking, processing, exploitation, and dissemination
- görüntü işleme ve yayma sistemi; yurt içi petrol dağıtım sistemi (Kara Kuvvetler
- (Askeri) imagery processing and dissemination system; inland petroleum distribution system (Army)
- günah işleme eğilimini üzerinden atmak
- cast off the old Adam
- gıda işleme kurumları
- (Hukuk) food processing establishments
- hava limanı kontrol merkezi; yedek işleme ve korelasyon merkezi
- (Askeri) aerial port control center; alternate processing and correlation center
- idari veri işleme
- administrative data processing
- ilave işleme
- (Tekstil) downstream processing
- istihbarat verilerini işleme sistemi
- (Askeri) intelligence data handling system
- içine işleme
- pervasion
- içine işleme
- effecting painfully
- içine işleme
- permeation
- işlem
- processing
The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding.
- Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
- işlem
- (Matematik) operation
- işlem
- banking
- işlem
- (borsa) bargain
- işlem
- (a) procedure; (a) transaction; (an) operation (any of the steps necessary to effect something)
- işlem
- operation , processing , process
- işlem
- operation; transaction; process, treatment
- işlem
- (Hukuk) act, operation, transaction
- işlem
- effect
- işlem
- action
No further action will be taken.
- Başka bir işlem yapılmayacaktır.
Layla launched a legal action to gain custody of her three children.
- Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.
- işleme
- dupe
- işleme
- operation
- işleme
- embroider
Tom wore a Christmas sweater embroidered with reindeer.
- Tom ren geyiği ile işlemeli bir Noel kazağı giydi.
- işleme
- performance
- işleme
- (Nükleer Bilimler) handling
- işleme
- commitment
- işleme
- {i} commission
- işleme hızı
- running speed
- işleme makinesi
- machine tool
- işleme mühendisi
- process engineer
- işleme sanayi
- (Hukuk) processing industry
- işleme sertleşmesi
- work hardening
- işlemek
- instil
- işlemek
- (for a boil, sore, or wound) to fester
- işlemek
- grave
- işlemek
- to penetrate; to soak into
- işlemek
- manipulate
- işlemek
- strike
- işlemek
- (for a business) to be doing a good business, be doing well
- işlemek
- indwell
- işlemek
- slang to investigate, look into
- işlemek
- slang to commit theft; to steal
- işlemek
- perform
- işlemek
- to cultivate, work (land)
- işlemek
- pierce
- işlemek
- stamp
- işlemek
- (for a law) to be effective, be enforced
- işlemek
- sink into
- işlemek
- slang to pull the wool over someone's eyes (as a joke). İşleyen demir pas tutmaz/paslanmaz/ışıldar. (Atasözü) An active, industrious person is a healthy, productive person
- işlemek
- to operate, to work, to run, to function; to process, to treat; to embroider; to commit, to perpetrate; to penetrate; to influence; to embroider; (toprak) to cultivate; (konu) to treat, to deal with; to teach (a subject); (taşıt) to run, to ply; (çıban) t
- işlemek
- till
- işlemek
- sink
- işlemek
- hammer
I intend to hammer this idea into the student's heads.
- Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
- işlemek
- (for a vehicle, ship) to ply, make regular trips
- işlemek
- instill
- işlemek
- (toprak) tame
- işlemek
- (suç) perpetrate
- işlemek
- (beynine) print
- işlemek
- to treat, discuss (a subject)
- işlemek
- to do fine work on, embroider
- işlemek
- run
- işlemek
- tame
- işlemek
- (for a road) to carry traffic
- işlemek
- to process, treat, work up
- işlemek
- to function, operate, perform, do work
- işlemek
- discourse
- işlemek
- work
- işlemek
- ferry
- işlemek
- unhair
- işlemek
- ply
- işlemek
- mill
- keski ile işleme
- (taş) tooling
- kimyasal işleme
- (Tekstil) chemical embroidery
- kimyasal işleme
- (Tekstil) chemical process
- kimyasal işleme tabi tutmak
- to treat
- komuta merkezi işleme ve görüntüleme merkezi
- (Askeri) command center processing and display system
- kural dışılık işleme
- exception handling
- kuru işleme
- dry process
- kuzu derisi işleme makinesi
- (Çiftçilik) lining shearling
- liste işleme
- list processing
- metin işleme
- text manipulation
- mikro- gemi taktik olmayan otomasyon veri işleme sistemi
- (Askeri) mission concept - görev konsepti MICRO-MICS micro-medical inventory control system - mikro-tıbbiye envanter kontrol sistemi MICRO-SNAP micro-shipboard non-tactical automated data processing system
- minimum işleme
- (Gıda) minimal processing
- müşterek işleme sistemi
- (Askeri) joint processing system
- nesne işleme
- object handle
- numune işleme
- sample processing
- odun işleme makinesi
- (Marangozluk) wood working machine
- ostenit işleme
- ausforming
- otomatik mesaj işleme mübadelesi
- (Askeri) automated message processing exchange
- paralel işleme
- parallel processing
- platinle işleme tabi tutmak
- platinize
- seri işleme
- serial processing
- seyyar istihbarat işleme unsuru
- (Askeri) mobile intelligence processing element