Tom went out with a group of co-workers.
- Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı.
Tom injured a co-worker.
- Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
This is Tom, my colleague.
- Bu Tom, iş arkadaşım.
His colleagues gave him a present when he retired.
- O ,emekli olduğu zaman iş arkadaşı ona bir hediye aldı.
Tom saw Mary flirting with a coworker.
- Tom Mary'nin bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.
Mary saw Tom flirting with a coworker.
- Mary Tom'un bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.
Tom's behaviour had very negative effects on his workmates.
- Tom'un davranışlarının onun iş arkadaşları üzerinde çok olumsuz etkileri vardı.
Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
- Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
They are collaborators.
- Onlar iş arkadaşıdırlar.