işsizlik

listen to the pronunciation of işsizlik
Türkisch - Englisch
unemployment

Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment. - Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

This year unemployment will reach record levels. - Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak.

vacancy
(Ticaret) redundancy
vacuity
idleness
redundance
{i} abandonment
vacuous
işsizlik oranı
(Hukuk) unemployment rate
işsizlik parası
unemployment benefit
işsizlik parası
dole
işsizlik parası alıyor olmak
be on the dole
işsizlik parası alıyor olmak
go on the dole
işsizlik sigortası
unemployment insurance
işsizlik tazminatı
out of work pay
işsizlik tazminatı
dole
işsizlik yardımı almak
to go/be on the dole
kitlesel işsizlik
(Ticaret) mass unemployment
mevsimlik işsizlik
(Ticaret) seasonal unemployment
işsizlik ücreti
unemployment compensation
gizli işsizlik
Hidden (disguised) unemployment
İşsizlik
worklessness
aktif işsizlik
active unemployment
açık işsizlik
open unemployment
geçici işsizlik
frictional unemployment
geçici işsizlik parası
lay off pay
gönüllü işsizlik
(Ticaret) voluntary unempolyment
gönüllü olmayan işsizlik
(Ticaret) involuntary unemployment
irade dışı işsizlik
(Ticaret) involuntary unemployment
mecburi işsizlik
layoff
tabii işsizlik oranı
natural rate of unemployment
Türkisch - Türkisch
Bir iş yeri için durgunluk dönemi: "Burada işsizlikten patlayan esnaf, hele birkaç memur bir eğlence çıktığına seviniyorlardı."- M. Ş. Esendal
Bir iş yeri için durgunluk dönemi
İşsiz kalma, iş bulamama durumu
İşsiz kalma, iş bulamama durumu: "Ben yazarlılıkla işsizliğin zorluğundan yakınıyordum, o tiyatronun belalarından..."- Ç. Altan
işsizlik
Favoriten