işlet

listen to the pronunciation of işlet
Türkisch - Englisch
{f} operated

We had to sell the building because for years we operated it in the red. - Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.

operate

Do you have a license to operate a boat? - Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?

We had to sell the building because for years we operated it in the red. - Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.

execute
{f} operating

Windows is the most used operating system in the world. - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.

The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system - N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.

jape
işle
function as

Some English adverbs function as adjectives. - Bazı İngilizce zarflar sıfat olarak işlevini yerine getirir.

işle
{f} manipulated

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
manipulate

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
{f} process

We eat more processed food than natural food. - Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz.

I would like to use your word processor. - Ben kelime işlemcini kullanmak istiyorum.

işle
{f} cultivated

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
cultivate

They say Zen cultivates our mind. - Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
{f} processing

The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding. - Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.

Two more food processing plants closed down this month. - Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.

gözetle, belirle, karar ver ve işlet
(Askeri) observe, orient, decide, act
işle
till
işle
brocade
işle
engraving
işle
{f} handle

Your car handles easily. - Senin araban kolayca işler.

Tom decided to step back and allow Mary to handle things for a while. - Tom geri çekilmeye ve bir süre işleri Mary'nin idare etmesine izin vermeye karar verdi.

işle
engrave
işlet
Favoriten