Please mark the correct answer.
- Lütfen doğru cevabı işaretleyiniz.
The teacher is busy marking papers.
- Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.
There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
- Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
This dog breed has very special markings.
- Bu köpek ırkının çok özel işaretleri var.
The cattle are marked with brands.
- Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
Tom marked a sentence with a yellow highlighter.
- Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi.
I need three markers.
- Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var.
Tom doesn't understand social cues.
- Tom sosyal işaretleri anlamıyor.
The teacher is busy marking papers.
- Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.
There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
- Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
He signaled that I should follow him.
- O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
This signal means don't walk.
- Bu işaret yürüme anlamına gelir.
He put a mark on the page.
- O, sayfaya bir işaret koydu.
She put a red ribbon on her umbrella as a mark.
- O, şemsiyesine bir işareti olarak kırmızı bir kurdele koydu.
What does this sign mean?
- Bu işaret ne anlama geliyor?
A long tongue is a sign of a short hand.
- Uzun bir dil, kısa bir elin işaretidir.
Tom gestured for Mary to sit down.
- Tom Mary'nin oturması için işaret etti.
He responded by giving the OK gesture.
- EVET işareti vererek yanıtladı.
I see no indication of that ever happening.
- Onun olup bittiğine dair bir işaret görmüyorum.
The cursing tongue is an indication of a bad heart.
- Küfürlü dil, kötü bir kalbin işaretidir.
There was only a simple white cross to mark the soldier's tomb.
- Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.
The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
- Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
Are there any landmarks?
- Doğal sınır işaretleri var mı?
There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
- Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
What do these markings mean?
- Bu işaretlemeler ne anlama geliyor?
Tom motioned for Mary to enter.
- Tom Mary'nin girmesi için el ile işaret etti.
I motioned for her to sit down.
- Onun oturması için ona işaret ettim.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
His index finger is shorter than his ring finger.
- Onun işaret parmağı yüzük parmağından daha kısadır.
My index finger was suddenly itchy.
- İşaret parmağım birden kaşındı.
A nod is a sign of agreement.
- Bir baş sallama bir onay işaretidir.
Tom signaled Mary with a nod.
- Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti