My gut feeling is that Tom won't show up tomorrow.
- Benim içgüdüsel hissim Tom'un yarın gelmeyeceğidir.
I have a gut feeling that that won't happen.
- Onun olmayacağına dair içgüdüsel bir hissim var.
I trust your ability to know what to do instinctively.
- İçgüdüsel olarak ne yaptığını bilme yeteneğine güveniyorum.
Tom instinctively backed away.
- Tom içgüdüsel olarak geri çekildi.