He was surprised to hear a cry from within.
- İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
It's too sunny to stay inside.
- İçeride kalmak için çok güneşli.
It was an inside job.
- İçeriden birinin yardımıyla işlenmiş bir suçtu.
We spent all day indoors.
- Biz bütün günü içeride geçirdik.
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
The school is within walking distance of my house.
- Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
Tom should be here within fifteen minutes.
- Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.