Filmi görmek istiyorum.
- I want to see the movie.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Ben seni onun sevdiğinden daha çok seviyorum.
- I love you better than he.
Seni ondan daha çok seviyorum.
- I love you more than her.
Keşke daha zeki olsaydım.
- I wish I were clever.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Bu düğmeye basarsam ne olur acaba?
- I wonder what happens if I press this button.
Onu kim icat etti acaba?
- I wonder who invented it.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Bence yarın yağmur yağmayacak.
- I think it won't rain tomorrow.
Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
- I think everyone looks back on their childhood with some regret.
Mary bu gece gelmezse, Tom'un memnun olacağına bahse girerim.
- I bet Tom would be glad if Mary didn't come tonight.
Haftanın sonundan önce Tom'u göreceğimize bahse girerim.
- I bet we'll see Tom before the end of the week.
Eminim bunu bilmiyordun.
- I bet you didn't know that.
Tom'un iyi bir öğretmen olacağına eminim.
- I bet Tom would be a good teacher.
Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
- I got it, so no bullshit, okay?
Tamam, sanırım anladım.
- OK, I think I got it.
Umuyorum ki,Japonya anayasaya göre hareket edecek.
- I hope that Japan will abide by its Constitution.
Umarım otobüs çok geçmeden gelir.
- I hope the bus will come before long.
Umarım sizin için işler yolunda gidiyordur.
- I hope things have been going well for you.
Umarım kötü bir şey olmaz.
- I hope something bad doesn't happen.
Umarım biri bunu kaydediyor.
- I hope someone is recording this.
Çirkinsin ama seni seviyorum.
- You're ugly... but I love you.
Hepsinin içinde en çok seni seviyorum.
- I love you the best of all.
Niçin oraya gitmek istemediğini anlıyorum.
- I see why you don't want to go there.
Bunu daha önce yaptığını anlıyorum.
- I see you've done this before.
Kanımca Tom'un çok iyi bir işi yok.
- I think Tom doesn't have a very good job.
Sanırım hapşıracağım... Bana bir mendil ver.
- I think I'm gonna sneeze. Give me a tissue.
Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
- I think you will have done all the work soon.
Galiba mektubun şu kitabın altında.
- I think your letter is under that book.
Galiba bu kırmızı kazağı giyeceğim.
- I think I will wear this red sweater.
Sanırım, biri kapıyı çalıyor.
- I think someone is knocking at the door.
Sanırım Tom'a bir şey olmuş olabilir.
- I think something may have happened to Tom.
Başka birini istemiyorum. Seni istiyorum.
- I don't want someone else. I want you.
Başka kız arkadaş istemiyorum. Seni istiyorum.
- I don't want another girlfriend. I want you.
Acaba evrende yalnız mıyız diye merak ediyorum.
- I wonder if we're alone in the universe.
Bu süt hâlâ iyi mi acaba.
- I wonder if this milk is still good.
Yarın sana ihtiyacım var.
- I need you here tomorrow.
Hayatımda sana ihtiyacım var.
- I need you in my life.
Ben emin değilim ama sanırım öyle.
- I'm not certain, but I think so.
Mm- hm. Ben de öyle düşünüyorum.
- Mm-hm. I think so too.
Ah ..... evet, ben öyle düşünüyorum.
- Uh.....yes, I think so.
Yürüyüşe itirazım yok.
- I don't mind walking.
Onu senin için yapmaya itirazım yok.
- I don't mind doing that for you.
Ben eyaletler arasındayım.
- I'm on the interstate.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
It ill beseemes a knight of gentle sort, / Such as ye haue him boasted, to beguile / A simple mayd, and worke so haynous tort, / In shame of knighthood, as I largely can report.