The antiques my father left when he died turned out to be nothing but worthless junk.
- Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.
We should scrap the whole thing.
- Her şeyi hurdaya ayırmamız gerekir.
The old car is being taken for scrap.
- Eski araba hurda için alınıyor.
I can't believe that you really sold that junk for such a high price.
- O hurdayı öyle yüksek bir fiyata gerçekten sattığına inanamıyorum.
The Web is a big junkyard.
- Web kocaman bir hurdalıktır.