Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
- I won't ever try hugging Tom again.
Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?
- When did you try hugging Tom?
Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
Tom ve Mary sarılmayı bıraktı.
- Tom and Mary stopped hugging.
Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?
- When did you try hugging Tom?
Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
- I won't ever try hugging Tom again.
O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Sana tekrar sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you again.
Bu akşam seni kucaklamak ve kahveye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?
- I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?
Sadece hoş büyük bir kucaklamaya ne dersin?
- How about just a nice, big hug?
Herkesin büyük bir kucaklamaya ihtiyacı var.
- Everyone needs a big hug.
Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you.
Tom kucaklanmak istiyor.
- Tom wants to be hugged.
Şu ana kadar Tom'la kucaklaştığımı sanmıyorum.
- I don't think I've ever hugged Tom.
You might think you look great in the full, body-hugging Lycra gimp suit, but chances are your girlfriend disagrees – according to the poll only 7% of the women asked found it a good look.
He could have developed his oil wells if it wasn't for those pesky tree-hugging hippies.
... and they're, like, hugging him and they love him so much. And -- I don't know. It's -- you ...
... jump up on the lion trainer and start hugging him. And then they're, like, making all these ...