Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
- Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
- This is the first time I've seen a strawberry this huge.
Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
- I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.
- A huge tanker just pulled out from the dock.
Deney devasa bir başarıydı.
- The experiment was a huge success.
Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.
- A huge crowd of people waited.
Muazzam bir kahvaltı yaptım, bu yüzden şimdi gerçekten çok aç değilim.
- I had a huge breakfast, so I'm not really very hungry now.
O, büyük bir evde yaşıyor.
- He lives in a huge house.
O, büyük bir evde yaşıyor.
- She lives in a huge house.
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
- Moving a huge boulder is going to be very hard.
Çok büyük miktarlarda altın almaya başladı.
- He began buying gold in huge amounts.
Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
- This is the first time I've seen a strawberry this huge.
Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.
- Seen from the sky, the river looked like a huge snake.
It became hugely successful.
The castle was huge.
In our league our coach is huge!.
... hugely mind bogglingly large that it's getting hard to ...
... silver-bullet solution to any of these hugely complex ...