Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.
- We could hear wolves howling in the distance.
Tom kurtların ulumalarını duydu.
- Tom heard wolves howling.
Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.
- They heard wolves howling in the distance.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
- The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
Ulumalar gittikçe yükseldi.
- The howls grew louder and louder.
Tom kurtların ulumalarını duydu.
- Tom heard wolves howling.
Bir kurt uluması duydum.
- I heard a wolf howling.
Köpekler dolunayda uludu.
- The dogs howled at the full moon.
Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
- Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.