how unfortunate that is!

listen to the pronunciation of how unfortunate that is!
Englisch - Türkisch

Definition von how unfortunate that is! im Englisch Türkisch wörterbuch

beautiful
{s} güzel

Ben senden daha güzelim. - I am more beautiful than you.

İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir. - Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.

beautiful
{s} nefis
beautiful
zarif

Buz pateni zarif ve güzel olabilir. - Ice skating can be graceful and beautiful.

O güzel ve ayrıca çok zarif. - She is beautiful, and what is more, very graceful.

beautiful
gökçe
beautiful
{s} hoş

Bir dağ sırtı eteğinde güzel bir şehirde yaşamak çok hoştur. - It's very pleasant to live in a beautiful city at the foot of a mountain ridge.

Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor. - Tom likes only beautiful girls.

beautiful
beautifully güzel bir şekilde
beautiful
ahım şahım
beautiful
keleş
beautiful
gül gibi
beautiful
{s} (çok) güzel
beautiful
akça pakça
beautiful
{s} biçimli
beautiful
harika

Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek. - This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.

Aşk harika ve güzeldir. - Love is wonderful and beautiful.

beautiful
çok iyi
beautiful
{s} tatlı

Leyla şimdiye kadar tanıdığım en tatlı ve en güzel kızdı. - Layla was the sweetest and most beautiful girl I have ever met.

Bu çiçek tatlı kokuyor. - This flower smells beautiful.

beautiful
ahu gibi
Englisch - Englisch
beautiful

Beautiful! I dropped the soup on the floor!.

how unfortunate that is!
Favoriten