Bununla birlikte, Çin'de, onlar insan hakları için bir kelime kullanmıyor fakat bunun yerine onu temel haklar olarak ifade ediyorlar.
- However, in China, they don't use a word for human rights, but instead express it as fundamental rights.
Bununla birlikte, sağduyu bize kolay bir çözüm olmadığını söylüyor.
- Common sense tells us, however, that there is no easy solution.
Yine de, fikrine katılamıyorum.
- I can't, however, agree with your opinion.
Yine de, senden benim yapmış olduğum hatalara düşmemeni rica ediyorum.
- However, I ask you not to make the same mistakes that I did.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Ancak, miktar doğru değildi.
- However, the quantity was not correct.
Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
- However that may be, I am wrong.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Her halükârda istisnalar vardır.
- There are exceptions, however.
Orada olacağım. Ama geç kalabilirim.
- I'll be there. However, I might be late.
Günlük en az sekiz saat uyumam gerektiğini biliyorum ama genellikle daha az uyuyorum.
- I know that I should sleep for at least eight hours per day, however usually I sleep less.
Konser kısaydı. Hâlbuki, çok iyiydi.
- The concert was short. However, it was very good.
Hamlet muhtemelen evlenmek istemiyordu.Sadece bir Hamlet vardı fakat ondan hoşlanan bir sürü insan var.
- Hamlet probably didn't want to get married. There was only one Hamlet, however there are many people like him.
Tom Mary'den hoşlanmıyor. Ama onun ondan hoşlanıp hoşlanmadığı özellikle onun umurunda değil.
- Tom doesn't like Mary. However, she doesn't particularly care whether he likes her or not.
Güzel. Gel gör ki, geç kalıyorum ve kısa tutman gerek.
- Fine. However, I'm running late and you need to keep it brief.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
- However that may be, I am wrong.
Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.
- However we go, we must get there by seven.
Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
- However hard you try, you can't finish it in a day.
Yağmur ne kadar şiddetli yağarsa yağsın, yarın başlayacağız.
- However hard it may rain, we will start tomorrow.
However clear you think you've been, many questions will remain.
However did you do that?.
Do it however you want.
... And I guess from Colorado, asks, are there ever moments ...
... because the only thing they ever see is print. ...