Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
- Could you explain how the dishwasher works?
İyi akşamlar, nasılsın?
- Good evening, how are you?
Havaalanı otobüsünün havaalanına götürmesi ne kadar sürer?
- How long does the airport bus take to the airport?
Ne kadar para istiyorsun?
- How much money do you want?
En büyük erkek evladın kaç yaşında?
- How old is your oldest son?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.
- Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
- Tom doesn't know how to treat his employees properly.
O onu nereden biliyor?
- How does he know that?
Burada olduğumuzu nereden biliyordun?
- How did you know we were here?
Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.
- I handled the problem the only way I knew how.
Onu yapma yöntemimiz bu.
- That's how we did it.
Tom ve Mary'nin onu yapma tarzını beğeniyorum.
- I like how Tom and Mary did that.
Onu yapma tarzın bu değil.
- That's not how you do it.
Tom'un bunu yapma yöntemi bu.
- That's how Tom does it.
Onu yapma yöntemimiz bu.
- That's how we did it.
Gerçekten nasıl hissettiğini niçin Tom'a söylemiyorsun?
- Why don't you tell Tom how you really feel?
Niçin ve nasıl olduğunu sorduğunda bilim başlar.
- Science begins when you ask why and how.
İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Günaydın, nasılsınız?
- Good morning, how are you doing?
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Ne kadar süredir bu kasabadasın?
- How long have you been in this town?
Geçen yaz ne sıklıkta yüzmeye gittin?
- How often did you go swimming last summer?
Ne sıklıkta onu görürsün?
- How often do you see him?
İstasyona ne kadar uzakta?
- How far is it to the station?
İstasyonun belediye binasına ne kadar uzaklıkta olduğunu biliyor musunuz?
- Do you know how far it is from the station to city hall?
Bunu nereye kadar götürmeye isteklisin?
- How far are you willing to take this?
Nereye kadar gitmek zorundayız?
- How far do I have to go?
Odada kaç tane erkek çocuk var?
- How many boys are there in the room?
Kaç tane erkek kardeşin var?
- How many brothers do you have?
O dağ bisikleti kaç para?
- How much is that mountain bike?
Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli.
- Tom should know exactly how much money we have to spend.
Akıllı telefonunuzu hangi sıklıkla kontrol ediyorsunuz?
- How often do you check your smartphone?
Hangi sıklıkla mesajlarını kontrol edersin.
- How often do you check your messages?
Yürüyüş yapmaya ne dersin?
- How about taking a walk?
İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
- How about something cold to drink?
Merhaba öğretmenim. Naber?
- Hello teacher. How are you doing?
Nasıl olur da bunu bilmezsin?
- How come you don't know this?
Nasıl olur da daha iyisini yapmıyoruz?
- How come we're not doing better?
Londra'da ne kadar kalacaksın?
- How long will you remain in London?
Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?
- How long did they live in England?
Ne kadar zamandır Tom'u tanıyorsun?
- How long have you known Tom?
Ne kadar zamandır orada kaldınız?
- How long did you stay there?
Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?
- How much money was saved in preparation for the summer vacation?
Onun için ne kadar ödedin?
- How much did you pay for him?
Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
- How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?
Yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?
- How about going out for a walk?
Akşam yemeği için kalmaya ne dersiniz? Ben büyük bir kap güveç yapıyorum.
- How about staying for dinner? I'm making a big pot of stew.
Yürüyüş yapmaya ne dersin?
- How about taking a walk?
Niçin şarkı söylemiyorsun?
- How come you don't sing?
Niçin Tom öğle yemeği hazırlamıyor?
- How come Tom isn't making lunch?
Nasıl oldu da çok iyi Fransızca biliyorsun?
- How come you know French so well?
Nasıl oldu da böyle bir hatayı yaptın?
- How come you made such a mistake?
Senin evin parka ne kadar uzakta?
- How far is it from your house to the park?
Onun ne kadar uzakta olduğunu bilmem gerekiyor.
- I need to know how far it is.
Köprü ne kadar uzunluktadır?
- How long is the bridge?
Bu kalem ne kadar uzundur?
- How long is this pencil?
Kaç tane dolma kalemin var?
- How many pens do you have?
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
Kaç yaşında olduğunu biliyorum.
- I know how old you are.
Bir insan kaç yaşında olursa olsun, öğrenebilir.
- No matter how old one may be, one can learn.
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
- Do you know how to drive a car?
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
- Do you know how to drive?
Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
- How well can you play guitar?
Kız ne kadar iyi kayıyor.
- How well that girl skis!
Ben bir doktorum. Peki ya sen?
- I'm a doctor. How about you?
Peki ya sen? Hala arkadaşımla evli misin?
- How about you? Are you still married my friend?
İyi akşamlar, nasılsın?
- Good evening, how are you?
İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Günaydın, nasılsınız?
- Good morning, how are you doing?
Ben iyiyim. Ve siz nasılsınız?
- I'm fine. And how are you doing?
Ne kadar halan ve dayın var?
- How many aunts and uncles do you have?
Ne kadar ihtiyacın var?
- How many do you need?
Tom onun kaça mal olduğunu umursamıyor. Halen onu almayı planlıyor.
- Tom doesn't care how much it costs. He still plans to buy it.
Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.
- I was just wondering how much it would cost to have my car washed and waxed.
Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!
- Tom! How nice to see you again!
Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
- How nice to be in Hawaii again!
Ne iyi ettin de geldin.
- How nice of you to come.
How often do you practice?.
I remember how to solve this puzzle.
There’s this real Al Capone fear that they’re going to get our guys, not on marijuana, but on something else,” Mr. Edson said, referring to how Capone was eventually charged with tax evasion rather than criminal activity.
How else can we get this finished?.
How was your vacation?.
It is an a posteriori argument, evincing the fact, but not the how.
How wonderful it was to receive your invitation.
How do I open the hood?
- How do I open the bonnet?
They shall beat their swords into plowshares and their spears into pruning hooks; One nation shall not raise the sword against another, nor shall they train for war again.
- They will hammer their swords into ploughshares and their spears into sickles. Nation will not lift sword against nation, no longer will they learn how to make war.
Fine, and you? (informal).
How come you didn't leave when you had the chance?.
I don't know how long the Amazon River is.
How long is the flight?.
The city of Melbourne has much more culture than Sydney. ― How so?.
I'm feeling really depressed. ― How so?.