Tom çocuklarına karşı berbattı.
- Tom was horrible with children.
Bu yılki performansları çok berbattı.
- Their performance that year was horrible.
Sen kötü bir insan değilsin.
- You're not a horrible person.
Tom kötü bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
- Tom couldn't shake the feeling that something horrible was about to happen.
Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
- The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
Köydeki insanlar hâlâ Tom'un öldüğü korkunç şekilden bahsediyorlardı.
- People in the village still talked about the horrible way Tom had died.
Kendini çok berbat hissediyor olmalısın.
- You must feel horrible.
Bu yılki performansları çok berbattı.
- Their performance that year was horrible.
... puzzle. It's an ugly jigsaw puzzle, it's horrible, but hey, it works! It describes ...
... talking about iron lungs. Polio was this horrible disease and there were people saying ...