hoşnutlukla

listen to the pronunciation of hoşnutlukla
Türkisch - Englisch
favorably
gladly

I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to. - Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

hoşnut
contented
hoşnut
{s} glad

He will be only too glad to help you. - Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.

I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to. - Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

hoşnut
content

You look very content. - Çok hoşnut görünüyorsun.

She is not quite content. - O, tamamen hoşnut değil.

hoşnut
pleased

I'm glad you're pleased. - Ben senin hoşnut olmandan memnunum.

I thought you'd be pleased. - Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.

hoşnut
{s} delighted

She was much delighted at my gift. - O hediyemden çok hoşnut oldu.

I've always been delighted with the chinese culture. - Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.

hoşnut
delighted at
hoşnut
contented with
hoşnut
gladsome
hoşnut
gratified
hoşnut
satisfied, glad, pleased, content, contented (with)
hoşnut
satisfied

I'm not satisfied with the structure of this sentence. - Bu cümlenin yapısından hoşnut değilim.

I'm not satisfied yet. - Henüz hoşnut değilim.

hoşnut
rejoiced at
hoşnut
jolly
hoşnut
bucked
Türkisch - Türkisch

Definition von hoşnutlukla im Türkisch Türkisch wörterbuch

hoşnut
Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan
hoşnutlukla
Favoriten