We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
He enjoyed reading detective stories.
- O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.
What's the difference between liking and loving someone?
- Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?