Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
Mary's boss is a bit too tactile for her liking.
- Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.
Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish.
- Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.