hoşlan

listen to the pronunciation of hoşlan
Türkisch - Englisch
enjoy

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

care for

Women didn't care for him. - Kadınlar ondan hoşlanmadılar.

I don't care for the way he talks. - Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

{f} liking

I cannot help liking him in spite of his many faults. - Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.

Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish. - Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.