Onun ona vurmasını engelleyemedik.
- We couldn't stop him from hitting her.
Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!
- Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!
Tom, John'a vurduğu için Mary'yi suçlamadı.
- Tom didn't blame Mary for hitting John.
Ona vurduğun için seni suçlamıyorum.
- I don't blame you for hitting him.
Tom bir köpeğe çarpmaktan kaçınmak için yoldan çıktı.
- Tom swerved off the road to avoid hitting a dog.
Tom bir köpeğe çarpmaktan kaçınmak için aniden frene bastı.
- Tom suddenly slammed on the brakes to avoid hitting a dog.
Birbirlerini vurmak için silahlarını kullandılar.
- They used their guns to hit each other.
Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!
- Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!
Tom bir köpeğe çarpmaktan kaçınmak için yoldan çıktı.
- Tom swerved off the road to avoid hitting a dog.
Lütfen bana birine çarpmadığını söyle.
- Please tell me you didn't hit somebody.
Uçak birkaç hava boşluğuna isabet etti.
- The plane has hit several air pockets.
Yıldırım kuleye isabet etti.
- Lightning hit that tower.
Sami iki yumrukla Layla'yı dövdü.
- Sami hit Layla with both fists.
Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!
- Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!
Tom Mary'ye vurmak istedi fakat John onu durdurdu.
- Tom wanted to hit Mary, but John stopped him.
Fırtına vurmadan önce eve varmayacağımızı asla bir an düşünmedim.
- I never for a moment imagined we wouldn't get home before the storm hit.
Tom oldukça iyi bir smaçör.
- Tom is a pretty good hitter.
Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.
- We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs.
Zamanında vuruş olmasaydı, bizim takım oyunu kaybetmiş olurdu.
- If it had not been for his timely hit, our team would have lost the game.
Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!
- Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!
Sami iki yumrukla Layla'yı dövdü.
- Sami hit Layla with both fists.
İlk atışta tur vuruşunu yaptı.
- He hit a home run in the first inning.
Zamanında vuruş olmasaydı, bizim takım oyunu kaybetmiş olurdu.
- If it had not been for his timely hit, our team would have lost the game.
bir kızı götürmek.
Yeni film büyük bir başarıydı.
- The new movie was a big hit.
Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.
- Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success.
Mary ona vurmadığı için Tom şanslıydı.
- Tom was lucky that Mary didn't hit him.
Araba çocuğa çarptığında şans eseri karşılaştım.
- I happened along when the car hit the boy.
Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.
- Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success.
Tom Mary'ye bir taş attı ama bu onu incitmedi.
- Tom threw a rock at Mary, but it didn't hit her.
Tom şişeye taş attı, onu vurdu ve onu kırdı.
- Tom threw a rock at the bottle, hit it and broke it.
Their conflict ended in hitting.
The batter's hitting improved with practice.
Hit me.
We hit the grocery store on the way to the park.
The economy was hit by a recession.
Hit him tonight and throw the body in the river.
The hit was very slight.
I'd hit that.
The catcher got a hit to lead off the fifth.
My site received twice as many hits after being listed in a search engine.
... a cat in Silicon Valley without hitting someone who thinks that property rights are an important ...
... All right, now time for the real hard hitting question. ...