Onlar dün gece büyük bir curcuna yaptılar.
- They made a big racket last night.
Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all this racket going on.
Tenis raketini sıkıca kavradı.
- He gripped the tennis racket tightly.
George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?
- Do you know where George bought his tennis racket?
Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı.
- Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery.
Ben bütün o gürültü ile uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all that racket.
Bütün bu gürültü nedir?
- What's all that racket?