Birlik olunca aşılamayacak hiçbir engel yoktur.
- Wenn man eine Einheit wird, gibt es keine unüberwindbaren Hindernisse.
Yankının algılanabilmesi için ses kaynağı ile sesin yansıdığı engelin arasındaki mesafe en az 17 metre olmalıdır.
- Damit ein Echo wahrgenommen werden kann, muss der Abstand zwischen Schallquelle und schallreflektierendem Hindernis mindestens 17 Meter betragen.
Bariyerde biletini göster.
- Show your ticket at the barrier.
Bilim adamları, Avustralya'daki Büyük Set Resifi'nin yarısından fazlasının son 30 yıl içinde yok edildiğini söylüyorlar.
- Scientists say more than half of Australia's Great Barrier Reef has been destroyed in the past 30 years.
Avustralya'nın Büyük Set Resif'i iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.
- Australia's Great Barrier Reef is threatened by climate change.
Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.
- As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Lack of flexibility is an obstacle to progress.
- Ein Mangel an Flexibilität ist ein Hindernis für Fortschritt.
He faces many obstacles.
- Er steht vielen Hindernissen gegenüber.