Otobüs durağı caddenin karşısında.
- The bus stop is across the street.
Onlar, caddenin karşısındaki yeni komşuları ile arkadaş oldular.
- They have made friends with their new neighbors across the street.
Nehri karşıdan karşıya yüzebilirim.
- I am able to swim across the river.
Çocukları caddeden karşıya geçerken gördüm.
- I saw the children walk across the street.
Caddenin çaprazlama karşısında bir mahalle bakkalı var.
- There's a convenience store diagonally across the street.
Evin içinden hızla odasına fırladı ve arkasından kapıyı kapattı.
- She darted across the house to her room and closed the door behind her.
Ben bahçenin içinden kestirmeden gideceğim.
- I'll take a shortcut across the garden.
Tom bankadan gelen caddenin öbür tarafında arabasında bekledi.
- Tom waited in his car across the street from the bank.
Nehirde karşıdan karşıya feribot seferleri yaparlar.
- They run a ferry service across the river.
Ben nehri karşıdan karşıya yüzebildim.
- I was able to swim across the river.