O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
O, sınıfının gururudur.
- She is the pride of her class.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
- Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
- She prides herself on her skill in cooking.
Gücümüzle gurur duyduk.
- We took pride in our strength.