high society

listen to the pronunciation of high society
Englisch - Türkisch
yüksek sosyete

Sami, Kuzey Carolina yüksek sosyetesinde büyüdü. - Sami grew up in North Carolina high society.

sosyete

Sami, Kuzey Carolina yüksek sosyetesinde büyüdü. - Sami grew up in North Carolina high society.

society
toplum

O, toplumun müziğe âşık dediği kişidir. - He's what society calls a real lover of music.

Modern toplumun en büyük sorunlarından biri, insanların dünyayı benim gibi görmemeleri. - One of the biggest problems in our modern society is that the people don't see the world as I do.

society
ortaklık
society
polite society sosyete
society
(Ticaret) kulüp
society
arkadaşlık
society
sosyete

Sami, Kuzey Carolina yüksek sosyetesinde büyüdü. - Sami grew up in North Carolina high society.

Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir. - A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.

society
cemiyet

Tom gizli bir cemiyetin üyesiydi. - Tom was a member of a secret society.

society
topluluk

On iki müzisyen bir topluluk oluşturdu. - Twelve musicians constitute the society.

society
dostluk
society
şirket
society
{i} dernek

Dernek 1990 yılında kurulmuştu.. - The society was founded in 1990.

society
avoid the society of arkadaşlığından kaçınmak
society
leader of society toplum hayatında lider
society
society life sosyete hayatı
Englisch - Englisch
The socially interacting wealthy fashionable elite of a society, especially in Western societies
people in the upper echelons of the community (in terms of status and/or income)
You can use high society to refer to people who come from rich and important families
the fashionable elite
society
high society
Favoriten