Senin için böyle yüksek umutlarım vardı. - I had such high hopes for you.
Senin için böyle yüksek umutlarım vardı.
I had such high hopes for you.
Tom için yüksek umutlarım vardı. - I had high hopes for Tom.
Tom için yüksek umutlarım vardı.
I had high hopes for Tom.
Did you see that ant trying to move the tree? He's got high hopes all right. High in the sky hopes.