Her yerde bu kitabı aradık.
- We've searched high and low for this book.
Çakmağımı her yerde aradım ama bulamadım.
- I searched high and low for my lighter but couldn't find it.
Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
- You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.
- They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere.
Her tarafta insanlar var.
- We have people everywhere.
Her tarafım kaşınıyor.
- I feel itchy everywhere.
Her tarafta insanlar var.
- We have people everywhere.
Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
- You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
- A function that is differentiable everywhere is continuous.
Her yere baktım fakat Tom'u bulamadım.
- I looked everywhere, but I couldn't find Tom.
Köpeğim her yere benimle birlikte gider.
- My dog goes everywhere with me.