Çocuk, kapının arkasına saklandı.
- The boy hid behind the door.
O,oyucaklarını yatağın altına sakladı.
- He hid his toys under the bed.
Tom hayal kırıklığını gizlemek için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to hide his disappointment.
Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.
- Tom kept his hat on to hide his baldness.
Saklamak zorunda olduğun bir şeyin var mı?
- Do you have something to hide?
Tom anahtarı saklamak için iyi bir yer bulamadı.
- Tom couldn't find a good place to hide the key.
Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
- Thanks for saving my hide.
Saklanmak zorunda değiliz.
- We don't have to hide.
Saklanmak zorunda değilsin.
- You don't have to hide.
Tom hayal kırıklığını gizlemek için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to hide his disappointment.
Duygularını gizlemek zorunda değilsin.
- You don't have to hide your feelings.
Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
- I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
Duygularımı gizleyemiyorum.
- I can't hide my feelings.
Gizlenmek için güvenli bir yer bulmamız gerek.
- We need to find a safe place to hide.
Ben gizlenmek için tüm yerleri biliyorum.
- I know all the places to hide.
Lütfen yabanmersini kavanozunu Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.
- Please hide the blueberry jam where Takako can't see it.
Saklayacak bir şeyim yok.
- I have nothing to hide.
The blind man, whom he had not been able to cure with the pomade, had gone back to the hill of Bois-Guillaume, where he told the travellers of the vain attempt of the druggist, to such an extent, that Homais when he went to town hid himself behind the curtains of the Hirondelle to avoid meeting him.