Tom doesn't look thrilled.
- Tom heyecanlanmış görünmüyor.
He's thrilled with his new job.
- O, yeni işinde heyecanlanıyor.
Tom will be thrilled to see you.
- Tom seni görmekten heyecanlanacak.
Everybody was thrilled by his story.
- Herkes onun hikayesi tarafından çok heyecanlandı.