Ice hockey is an exciting sport.
- Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur.
The moment was electrifying.
- An heyecanlandırıcıydı.
It was heart-warming.
- O heyecanlandırıcıydı.
He's thrilled with his new job.
- O, yeni işinde heyecanlanıyor.
My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
- Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
Tom doesn't look thrilled.
- Tom heyecanlanmış görünmüyor.
My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
- Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.