heveslenmek

listen to the pronunciation of heveslenmek
Türkisch - Englisch
aspire
desire
be on the tiptoe of expectation
to feel the desire to (do something); to develop a great interest in (something)
to desire, to long for
long for
heveslen
enthuse
heveslen
aspire

She aspired to become an actress. - O bir aktrist olmak için heveslendi.

heveslenme
eager to
Türkisch - Türkisch
İsteklenmek, heves etmek, çok istemek, eğilim duymak
(Osmanlı Dönemi) TEHEVVÜS
heveslenme
Heveslenmek işi
heveslenmek
Favoriten