hesitant, not having yet decided; not determined

listen to the pronunciation of hesitant, not having yet decided; not determined
Englisch - Türkisch

Definition von hesitant, not having yet decided; not determined im Englisch Türkisch wörterbuch

undecided
sallantıda
undecided
muallakta
undecided
kararsız olmak
undecided
tereddütlü
undecided
askıda
undecided
{s} kararsız

Bu noktada kararsızım. - I'm undecided at this point.

Sadece yedi senatör kararsız kaldı. - Only seven Senators remained undecided.

undecided
{s} karara bağlanmamış
undecided
sallantıda olan
undecided
tereddüt içinde olan
undecided
{s} kararsız, karar vermemiş, tereddüt içinde
undecided
sonuçsuz/kararsız
undecided
{s} kararlaştırılmamış
undecided
karar vermemiş
undecided
{s} istikrarsız
undecided
muallâk
undecided
{s} karar verilmemiş, sallantıda, askıda
Englisch - Englisch
{s} undecided
hesitant, not having yet decided; not determined
Favoriten