hesitant, unwilling, disinclined, averse

listen to the pronunciation of hesitant, unwilling, disinclined, averse
Englisch - Türkisch

Definition von hesitant, unwilling, disinclined, averse im Englisch Türkisch wörterbuch

reluctant
gönülsüz

Bunu gönülsüzce yapma. - Do not do it reluctantly.

Leyla'nın soyduğu evli erkekler, utanç yüzünden onu bildirmekte gönülsüzdüler. - The married men that Layla robbed were reluctant to report her because of the embarrassment.

reluctant
{s} isteksiz

George o zor işi almaya isteksizdir. - George is reluctant to take on that difficult job.

Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz. - The directors were reluctant to undertake so risky a venture.

reluctant
{s} ağırdan alan
reluctant
gönülsüzlükle
reluctant
rızasızlık
reluctant
gönülsüzlük
reluctant
tereddütlü
reluctant
istenmeden yapılan
reluctant
istemeyiş
reluctant
zorla yapılan
Englisch - Englisch
{s} reluctant
hesitant, unwilling, disinclined, averse
Favoriten