Hayvanlara karşı zalim olmayın.
- Don't be cruel to animals.
O, bana zalim gibi görünüyor.
- She appears to me to be cruel.
Bu acımasız kaderin güzel bir örneği.
- It's a perfect example of cruel fate.
Bu son derece acımasız bir savaştı.
- It was an extremely cruel war.
Neden her zaman bu kadar gaddar olmak zorundasın?
- Why do you always have to be so cruel?
Onun o kadar acımasız bir şey yapma yeteneğine sahip olduğunu hiç düşünmemiştim.
- I never thought he was capable of doing something so cruel.
Onun acımasız sözleriyle çok yaralandı.
- He was very hurt by her cruel words.
It was heartless of him to say such a thing to the sick man.
- Es war herzlos von ihm, so etwas zu dem kranken Mann zu sagen.
She's cruel and heartless.
- Sie ist grausam und herzlos.