Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
- She soon adjusted herself to village life.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
O, hastaneye götürüldüğünde kendine geldi.
- She came to herself when she was taken to the hospital.
Oraya bizzat gitmesine gerek yok.
- She doesn't need to go there herself.
Bizzat gitmesi gerekli.
- It's necessary for her to go herself.
Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.
- I think that girl cut her hair to give herself a new look.
Yeni bir araba satın alması için babasına baskı yaptığında Catherine'nin bir art niyeti vardı; O, arabayı kendisinin sürebileceğini umuyordu.
- Catherine had an ulterior motive when she urged her father to buy a new car. She hoped that she'd be able to drive it herself.
O, kendine iyi bir yemek pişirdi.
- She cooked herself a good meal.
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
O kendi kendine mırıldanıyor.
- She is muttering to herself.
O kendi kendine konuşuyor.
- She's talking to herself.
Mary dün kendini incitti.
- Mary hurt herself yesterday.
Dans ederken kendini incitti.
- She injured herself while dancing.
O, kendini benim kollarına attı.
- She threw herself into my arms.
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- She devoted herself to the volunteer activity.
Kendinden bahsetmeyi severdi.
- She liked talking about herself.
O, bugün kendinde değil.
- She is not herself today.
Bu onun kendisinin yaptığı bir bebektir.
- This is a doll which she made herself.
Yeni bir araba satın alması için babasına baskı yaptığında Catherine'nin bir art niyeti vardı; O, arabayı kendisinin sürebileceğini umuyordu.
- Catherine had an ulterior motive when she urged her father to buy a new car. She hoped that she'd be able to drive it herself.
Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.
- I think that girl cut her hair to give herself a new look.
Kendisine büyük odayı aldı.
- She had the large room to herself.
Ona söylemedim. O kendi kendine öğrendi.
- I didn't tell her. She found out by herself.
What's herself up to this time?.
She injured herself.
She was injured herself.
... find out is Jane is a family tree unto herself. She is her own mother, her own father, her ...
... Even before she herself became sick, she was fighting for it; not just for herself, but ...