Bill is always honest.
- Bill her zaman dürüsttür.
You're always singing.
- Her zaman şarkı söylüyorsun.
For all his genius, he is as unknown as ever.
- Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.
He is stronger than ever.
- O, her zamankinden daha güçlüdür.
You can call me any time.
- Beni her zaman arayabilirsin.
You can call me at any time.
- Beni her zaman arayabilirsin.
Tom always blames Mary for everything.
- Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.
Tom always blames me for everything.
- Tom her zaman beni her şey için suçluyor.
On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
- İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
The New York Times reviews her gallery all the time.
- The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir.
There's always next year.
- Her zaman gelecek yıl vardır.
Japan has produced more cars than ever this year.
- Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti.
She did nothing but cry all the while.
- O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.
He kept smoking all the while.
- O her zaman sigara içmeye devam etti.
A good book is the best friend, now and forever.
- İyi bir kitap, şimdi ve her zaman en iyi arkadaştır.
He who asks is a fool for five minutes, but he who does not ask remains a fool forever.
- Soran beş dakika bir aptaldır fakat sormayan her zaman bir aptal kalır.
You can leave at any time.
- Her zaman gidebilirsin.
An earthquake can happen at any time.
- Bir deprem her zaman olabilir.
Every time I hear that song, I think of my high school days.
- O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
- Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
It was you all along, wasn't it?
- O her zaman sendin, değil mi?
Ask me anything anytime.
- Bana her zaman bir şey sor.
You can always come back here anytime you want.
- İstediğin zaman buraya her zaman geri gelebilirsin.
Pay attention to your surroundings at all times.
- Her zaman çevrenize dikkat edin.
You are in my thoughts at all times.
- Sen her zaman düşüncelerimdesin.